takildim-galiba
Gezegenin sorunları
büyük.
Ülkelerarası iş birliği
olmadan mesela iklim, göç, pandemi ve benzeri sorunları çözmek çok
daha zor veya imkansız.
Milliyetçilik, ırk, ve
inanç üzerinden (sanki futbol takımı tutarcasına) taraftar iletişimi yapan insanlar var. Sosyal medyada bol.
Gazeteciler, siyasiler
bu kişilere örnek oluyor. Eğitimin
içeriği, dili, süreçleri, ritüellerimiz, gelenek-örf-adet gibi kavramlar bu taraftar iletişimini yeşertmek için araç
haline getirilmiş.
Beslenen:
- kolayca
galeyana gelebilecek,
- “diğerine” kolayca şiddet uygulayabilecek,
- sorgulama
yeteneği bastırılmış,
- sorgulayanı “hain/kafir/düşman”
ilan eden,
bir çeşit köleye dönüşmüş kitleler.
Bu kadar araçsallaşmanın
arasında samimiyet aramaya gerek yok. Ama
sorsan, herkes vatansever, din sever, ırk sever.
Gerçekten ülkesini seven
insan da bu güruhun içinde yer almadığı için dışlanmış durumda. Yalnız.
Süreç bu.
Anlarsak, anlatırsak,
kitlelerin uyanmasını sağlarsak … gezegenin de sorunlarına çözümler üretmeye
başlayabileceğiz.
Anlamamakta ısrar eder,
- her
yerde hain, düşman, kafir, komplo teorisi görmeye devam edersek,
- “ama
onlar da yapmış/yapıyor/yapacak” gibi tutarsızlığın arkasına sığınırsak,
yok olacağız.
Tekrar edeyim: şiddeti
kolaylaştıran taraftar iletişiminden kurtulmazsak,
iş birliği yapamayıp, hem kendimizi, hem de gezegeni yok edeceğiz.
Takıldım galiba.
Gercekten de tam doğanın öğretileri ile cozumlenebilecek bir sorun diye dusunuyorum. Cok güzel bir özet olmuş - özellikle belli bir yasin uzerinde sokağa çıkamayan, artık çıkmaktan da korkan bir kitle de var. Bunun yani sira sadece ekranda arkadaslarini ve öğretmenlerini görerek eğitim alan ve sosyalleşmeye calisan baska bir nesil...Uyutulan kitleler.
YanıtlaSilEbru'cum şimdi fark ettim yazdığını; haklısın; uygun olunca detaylı konuşuruz...
Sil