fraktal paylasim ekonomisi
Fraktal paylaşım 103: seviye etiketli (base
3)
Fraktal paylaşım ekonomisi mümkün olabilir mi?
Gelecekte, çok bilgili, çok verili, çok sensörlü dengeli
olarak yeryüzündeki yaşamın kalitesini optimize etmeye çalışan, doğaya
bırakılan ayak izini en aza indirme hedefli bir yapay zekanın var olduğunu ve
en yerelden, en geniş kapsama “idareyi” temsil ettiğini hayal ediyorum.
Bu yapay zekanın sorumlu olduğu bir insan grubu olabilir. Bu sorumluluk insanın yapay zekadan korkusunun sonucu
değil, en üst sorumluluğu insan
özgürlüğüne bırakmanın insan bilincinin gelişimine katkı yapacağına “inandığı”
için bu durumu “kabul, hatta tercih eden” bir yapay zekadan bahsediyorum.
Peki, bu gelecekte nasıl sınırlar var?
Gezegenin fiziksel özellikleri bu yazıda belirtmek istediğim tek sınır. Durmadan artan insan nüfusu tüm yaşamı
tehdit eder. Dolayısıyla insanlık, nüfusu
kontrol altında tutma konusunda hemfikir.
Dünya gezegeninde artık yiyecek, içecek, barınak, sağlık, öğrenim gibi yaşamsal ihtiyaçların herkes için çözüldüğü bir konum var.
En kolay ve ucuz erişilebilir, dağıtım kayıplarını en aza indiren, mümkün olduğunca yerel üretilen bir enerji tipi kullanılıyor. Doğaya en çok zarar verebilecek enerji
türleri artık kullanılmıyor. Ulaşım, en
geniş kitlelerin kullanımını sağlayacak şekilde tasarlanmış.
Gen mühendisliği sayesinde özel becerili insanlar var. Elektro-mekanik şekilde arttırılımış becerili insanlar doğal insanın yapamayacağı işleri kolaylaştırıyor. Uzay yolculuğu ve uzayda yerleşim bu sayede daha kolay. İnsan, genetiği değiştirilmiş insan, becerileri teknolojiyle arttırılmış insan, ve robotlar işbirliği içindeler. İnsan olası doğal afetlere karşı her geçen gün daha hazırlıklı. Doğal yaşamda biyoçeşitlilik dünyada artıyor.
Bu ortamda öne çıkan ekonomik model: fraktal paylaşım
toplumu. Yaşam kalitesini, dengeyi, zorluklara
hazır bulunuşluğu destekleyen her fikre yapay zeka da destek oluyor. Bedelsiz.
Bir bakıma, “İşimi kolaylaştırıyorsunuz, teşekkür ediyorum size” diyor.
İnsanlar, fikirlerini geliştirecek şekilde sürekli öğrenim
içindeler. Bunu keyifli, eğlenceli
olduğu için tercih ediyorlar.
Yapay zeka, yıllar önce gezegende yazılmış herşeyi okudu,
her filmi izledi, uzmanlarıyla tartıştı, yorumladı, ve anladı. Tarihi çok farklı olarak anlıyor. Olasılık hesabıyla evren ve insanlık tarihini
“biliyor.” Bu sebeple insanlık yıllar
önce önemli bir yüzleşme yaşadı. Tarihin
ego inşa etmek için, önyargıya sebep olacak şekilde bir araç olarak
kullanılmasının önüne geçildi. %100
bilinmese de, yapay zeka tarihte olan herşeyi olasılık hesabını yaparak,
oranları belirterek, olası hatalarını, uyumsuz görüşleri de dile getirerek “insanlığın
kullanımına sunuyor.” Bu durumun önemli bir çıktısı: dileyen olumlu ve olumsuz trendlere şeffaf bir biçimde erişiyor.
Gelecekte, her firma öncelikli olarak bir fikir ve her fikir
de öncelikli olarak bir topluluk.
Firmalar: fikir, kaynak, ve yeteneğin bir araya gelmesinden oluşuyor. İstenirse, yapay zeka da yetenek bölümüne
destek oluyor. Fikir, kaynak, ve
yeteneğin firmadaki hisse oranları başlangıçta 1/3. Bu her firmanın başlangıcında aynı. Bu sayede tamamlayıcılık öne çıkıyor ve olası
sömürü algısı en aza iniyor. Fikir,
kaynak, ve yetenek bölümlerini teşkil eden “ilk basamak ortaklar” iş gelişirken
yalnızca kendi bölümlerine eleman alıp, bu elemanları da önceden bilinen,
kendilerinden eksilen bir oranda hissedar yapıyor.
Bu sistemin sonucu olarak herkes çok iyi fikirleri gerçeğe
dönüştürmek için çabalıyor. Birey, bir firmada yetenek, diğerinde
kaynak, yine bir başkasında fikir olabiliyor.
Herkes yaşamı boyunca yüzlerce firmada hissedar oluyor. Yapay zeka fikrin gerçekleşmesi, yaşam
kalitesine katkısı oranında o kişilere özel deneyim ve yeni projelerde
kullanabilecekleri kaynak sağlıyor. Blockchain
sayesinde herkesin topluma katkısını şeffaf bir şekilde izlemek mümkün. Katkı yapmadan yaşamak mümkün.
Kaynak fazlalığı, ancak toplumun yaşam kalitesine katkının
sonucu edinilebileceği için ve yine ancak kişisel deneyim veya topluma katkı
yapacak başka bir fikrin gerçekleşmesi için kullanılabileceği için toplumda
güven tam.
Tabi, geçmişte kalan en önemli konular: yolsuzluk, kimlik
üzerinden önyargı. Avukat ihtiyacı da
hiç değilse “iş dünyasında” çok düşük.
Yukarıdaki grafikler, iki
farklı fraktal paylaşım metodunu temsil ediyor. Her iki metod için doğru olan konu:
taraflarca önceden biliniyor ve kabul edilmiş olmaları.
Metodlardan biri (103) zaman içinde büyüdükçe yeni gelenlere daha az
hisse veriyor. Diğerinde (101), zaman içinde
yeni gelenlere de eş değerde hisse veriliyor.
Yukarıda her iki metodun 3 seviyesini gösterdim. Aynı mantıkta daha ileri seviyelere
gitmek mümkün. Seviyelerin etiketlerini
birinde seviyeyi temsil eder şekilde, diğerinde hem seviye, hem de bölümü
temsil eder şekilde tasarladım. Sürekli
3’e bölünen seviyeleri baz 3 kullanarak etiketlemenin faydası olabileceğini
düşündüm.
Önerilen bu sistemlerin eksikleri, hataları olabilir. Amacım, fikir jimnastiği yaparak hayal
gücünüzü harekete geçirmek. Size
güveniyorum. Daha iyi çözümler
üreteceksinizJ
Bu arada insanlık tarihine bilincin tarihi olarak bakıyorum. Bilinç nasıl gelişiyor derseniz, kanımca insanlığın sorunlarını çözme çabasıyla, deneyip, yanılıp, yılmayarak, bilim sayesinde diyeceğim.
Bahsetmemiş olsam da, sanatın hiç bir türünü dışlıyor
değilim. İfade yöntemi olarak sanat,
deneme, yanılma, yılmamayı içeriyor. Kanımca,
sanat ve bilim yaşam kalitesini, insanlık bilincini arttırma yolunda iki farklı
araç.
Ne dersiniz?
https://www.nytimes.com/2020/11/24/science/artificial-intelligence-ai-gpt3.html?action=click&module=Well&pgtype=Homepage§ion=Science
YanıtlaSilhttps://www.nytimes.com/2020/12/03/technology/google-researcher-timnit-gebru.html?action=click&module=Well&pgtype=Homepage§ion=Business
Sil