Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

buraya-nasıl-geldik-II

Resim
Buraya nasıl geldik II İlk bölümde insanlık tarihinde toplumun üretim, paylaşım, dayanışma süreci hakkında analizimi gösteren bir tablo paylaşmıştım.  Tablo, şiddet ve yabancılaşmanın tarih içinde artışını, paylaşım ve dayanışmanın azaldığını gösteriyor.   Yanlış anlaşılmasın, umutsuz değilim.   Süreç “hep kötüye gider” diye bir düşüncem yok.   Ancak, olup, biteni anlamaya çalışıyorum.   Gerçeği farklı boyutlarıyla anlarsam, olumlu çözümler çıkarabilirim inancındayım.    İnsanlık tarihini, bilincimizin tarihi olarak görüyorum.   Bilincimiz, hata ve doğrularımızla gelişiyor.   Çocuk ve gençleri her gördüğümde geleceğe inancım artıyor.   Bu yazıda otoriter popülist liderlerin bir çeşit “kölesi” olan toplumların nasıl oluştuğu konusunda yorumlarımı paylaşacağım.     Yazıda, ABD’yi konu mankeni olarak kullanacağım.   ABD’yi incelemenin “iyi” tarafı, herkesin gördüğü ve yorumladığı eylemlerinin olması. Tabi bir de, ABD’nin 1945 sonrasında dünyanın liderliğine soyunmuş olması ve çoğu ü

fraktal paylasim ekonomisi

Resim
  Fraktal paylaşım 101: seviye etiketli                                                                   Fraktal paylaşım 103: seviye etiketli (base 3) Fraktal paylaşım ekonomisi mümkün olabilir mi? Gelecekte, çok bilgili, çok verili, çok sensörlü dengeli olarak yeryüzündeki yaşamın kalitesini optimize etmeye çalışan, doğaya bırakılan ayak izini en aza indirme hedefli bir yapay zekanın var olduğunu ve en yerelden, en geniş kapsama “idareyi” temsil ettiğini hayal ediyorum.   Bu yapay zekanın sorumlu olduğu bir insan grubu olabilir.   Bu sorumluluk insanın yapay zekadan korkusunun sonucu değil, en üst sorumluluğu insan özgürlüğüne bırakmanın insan bilincinin gelişimine katkı yapacağına “inandığı” için bu durumu “kabul, hatta tercih eden” bir yapay zekadan bahsediyorum. Peki, bu gelecekte nasıl sınırlar var?  Gezegenin fiziksel özellikleri bu yazıda belirtmek istediğim tek sınır. Durmadan artan insan nüfusu tüm yaşamı tehdit eder.   Dolayısıyla insanlık, nüfusu kontrol altında tu

buraya-nasıl-geldik I ?

Resim
Aşağıdaki tablo   “Komünizmin Kitabı Olarak Marx’ın Kapitali” online dersi sırasında aklıma geldi. Hepimizin aklındaki can yakan soruya cevap arıyorum:  her ülkenin kendi Trump'ının öne çıktığı "buraya nasıl geldik?" Bu soruyu kendimce cevaplamaya çalıştım.    Tabi ki, bu yaklaşımın eksiği ve hatası olabilir. Geri bildirimlerinizle, sorgulamalarımla, geliştirmek üzere… Online dersi organize eden Özgür Üniversite'ye, çok değerli öğretmenlerimiz Prof. E. Ahmet Tonak ve Dr. Ö. Sungur Savran’a beni tetikleyen deneyimler/içerikler için teşekkür ederim. Aşağıdaki grafikte “başlangıçtan bugüne” insanlığın üretim, paylaşım, dayanışma tarihine bütünsel bir bakış açısıyla analiz etmeye çalıştım.   Ana hipotezim: “buraya nasıl geldiğimizi anlarsak, daha iyi bir gelecekle ilgili çözümler üretebiliriz.”   Yorumlarım: Sağa doğru bir sütun daha açıp, her dönemin en önemli kaynakları hangileriydi diye sorgulayıp, resmi “genişletmek”, tablo olgunlaştıkça tarih aralıkları

SKAlar

Resim
Yukarıda İngilizce grafiği bulunan ve Türkçe’ye şu şekilde çevrilmiş olan, 1. Yoksulluğa son              2. Açlığa son                                       3. Sağlık ve kaliteli yaşam                               4. Nitelikli eğitim                                                5. Toplumsal cinsiyet eşitliği         6. Temiz su ve sanitasyon                              7. Erşilebilir temiz enerji                                 8. İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme 9. Sanayi, yenilikçilik, ve altyapı   10. Eşitsizliklerin azaltılması                           11. Sürüdürülebilir şehir ve topluluklar 12. Sorumlu üretim ve tüketim 13. İklim eylemi 14. Sudaki yaşam 15. Karasal yaşam 16. Barış adalet ve güçlü kurumlar 17. Amaçlar için ortaklıklar   Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanmış ve ilk olarak 2012 yılında Rio’daki Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nda duyurulmuş. SKA, dünyamızın aciliyetli ekolojik,

oyun

Resim
Aşağıda gördüğünüz, OYUN isimli şekil, Spinoza hakkında bir derste, öğretmenin kullandığı 3 kelimeyle “doğdu”.  Öğretmen: Metin Sarfati.  Kurum: Özgür Üniversite.  Ders: Spinoza.  Özgür Üniversite ve Metin hoca'ya tetikledikleri duygu ve fikirler için teşekkür ediyorum. (5 Şubat 2020) Kelimeler:  tutku, özgürlük , ve  yabancılaşma  idi. İnsanlığın, şiddet dolu geçmişi ile daha az şiddet içeren geleceği arasında bir anlam köprüsü olabilir inancıyla paylaşıyorum. Her geçen nesil, her coğrafyada hata yaptı.  Gönüllü bir ekip olarak, 2004 yılından beri, ülkemizin neredeyse her şehrinden binlerce çocuk ve genç gördük.  Yetişkinlerde olan önyargılar gençlerde neredeyse hiç yok.  Her ülkede durumun bu olabileceğini hayal etmek zor değil.  Eğer, hata yapmış olan nesillerin bu hatalara nasıl düştüğünü anlama yolunda çaba gösterirsek, gelecek nesillerin, şiddetten uzak, farklılıklarla ve çevre ile barışık bir gelecek tasarlaması ihtimali kanımca çok yüksek.  Bu şekle bakarken, hemen heps

to be or not to be

Ekonomist değilim.    Genel kullanıldığı hali ile  fiyat kavramının (ve piyasanın) içerdiği çelişkilerin altını çizmek için  yazdım. Bu yazının gelişimine katkı yapabilirseniz, çok sevinirim.   2018’de TEDxİzmit bünyesinde yapmış olduğum konuşmada alışılagelmiş şekliyle “fiyat” denilen kavramın “çevreye verilen zararı, her girdiyi kapsamadığını” ifade etmiştim.     Fiyat neleri kapsıyor :  insan kaynağı zamanını, gücünü, çeşitli sigorta ve yan faydasını, hazır halde kullanılan girdi malzemesini, çeşitli  varolanın  kirasını, enerjiyi,  fikri çözümleri,  paydaşlara hak görülen kârı, ve vergiyi.    varolanlar  kavramı :  sermaye, makineler, binalar, mobilyalar, ulaşım yolları, iletişim yolları, farklı araçlar,  kullan-harca-at  tipi kaynakları kapsıyor fikri çözümler:   pazarlama, reklam, her türlü iletişim çözümü, fikri mülkiyet, zamanlama, farklı yönetişim sistemleri kullan-harca-at:  hızlı tüketim malzemeleri, tek kullanımlık malzemeler   var oluşun çeşiti ri