hani olmaz da

hani olmaz da...

1. diyelim ki: TC'nin adı kötüye çıktı; uyuşturucu-göçmen-silah kaçakçılığı, kara para aklama gibi legal olmayan yöntemlerle kendini finanse etmeye çalışan bir çeşit mafya devleti ... olarak,

2. diyelim ki: toplum polarize olmuş; güvenilir seçim olmayacağı, seçim olmayacağı, iç çatışma riski algısı yüksek tutuluyor; medya tek elde toplanmış, tek sesin propaganda aygıtı olarak algılanıyor,

3. diyelim ki: inanç bazlı terörü "üstünüze salarım ha" korkusu yaşatmayı silah edinmiş, halifeliğe aşeren birileri var,

4. diyelim ki: iklim değişikliği ve bölgesel sorunlar yüzünden milyonlarca mültecinin TC üstünden AB'ye akmasına - ramak kaldı (2-3 sene? 5-10 sene?),

5. diyelim ki: İstanbul depremi riskine karşı hazırlık çoooook yetersiz ve riskleri her gün büyüyor,

6. diyelim ki: sistemin kendisi de, düzelebileceğine güven de içeride ve dışarıda çökmek üzere,

7. diyelim ki: Kanal İstanbul yapılıyor...ve "Montrö'yü delmek" için yapıldığını - ifade edenler olmuş,

şu senaryo mümkün:

barış masasına oturan Putin "bana Ukrayna yetmez, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü, Trakya'nın kontrolünü de isterim, hatta, TC benim "nüfuz bölgemde" olsun ... AB'yi göçmenlerden korurum, Kanal İstanbul da, olası deprem sonrası - AB'ye göçe karşı korunması kolay - bir çeşit doğal hendek olur."

diyebilir ve bu isteği - güvenini kaybetmiş, bu sayede Baltık-Kuzey Avrupa ve Ukrayna'nın batısındaki ülkelerin - kurtulmuş olacağını varsayacak bir Batı tarafından kabul edilebilir. (Batı'yı - bu yüzden - yargılayan bir tutumda değilim.)

Kanal İstanbul'a bir de bu açıdan bakın ... bu yolda atılacak her adım, yukarıdaki "senaryonun" gerçekleşme olasılığını yükseltecek....


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

buraya-nasıl-geldik-II

bir-model-kurgusu

geceyarısına 2 dk kala tedxizmit konuşmasının metni